Doğru söylemek gerekirse korku, bana/bize göre değildir. Biz ki kimin torunları kimin evlatları olduğumuzu unutmamalıyız. Dedelerimizin/ninelerimizin, kurtuluş savaşında tarihe damga vurmuş kahramanlıkları, emperyalizme karşı verilmiş ve kazanılmış dünyadaki ilk kurtuluş savaşının gruru, babalarımızın/annelerimizin cumhuriyeti yaşatmak için verdiği mücadeleler hiç unutulur mu?
O zaman biz neden korkuyoruz?
Gelecek, yani yarınlarımızdan endişe duymak var korkumuzun temelinde. Bugünü kurtarayım diyen yönetimler, yarınlarımızın karanlılığa gömüldüğünü gören bizleri kaygılandırıyor. Bugünler gelir geçer ama ya yarınlar? Kan akıp duruyor hem de sinsice. Acılara gömülüyoruz.
Dün bu günleri yani tehlike çanları alarm verirken neden tehlikeye kucak açıldı? Bugün/yarın, akan/akacak kanların hesabını kim verecek?
Karanlığa kucaklarını açarak, bugün masum insanların ölümüne sebeb oldular. Masum insanların kanlarıyla doldurdukları ruhlarını nasıl temizleyecekler?
Ne zaman bizler rahat bir nefes alacağız?
Zorbalığın haksızlığı, hakka mutlaka dönüşecektir. Bir çocuğa, bir gençe, bir ihtiyara, bir inanmışa nasıl yapılır bu zorbalık, bu haksızlık.
Bizlerin, gerçek inanmış insanların, inancı ve inaçlılığı mutlaka binlerce insanın kanının akmasına engel olacaktır.
Yalanın/hilenin yoldaşı olmayan biz inananların korkularının en kısa sürede bitmesine inanmak istiyorum.
Salime Kaman
Bir yanıt yazın