SALİME KAMAN KİMDİR?
Salime Kaman (d. 10 Şubat 1953 Adana- ………….) Ağır Sanayii Statüsünde olan Çimento sanayiinde yurt içinde ve yurt dışında kimya mühendisi olarak çeşitli görevlerde bulundu. Mühendis çalışmaları içinde, kendi içinde yarattığı ve yaşattığı, yaşadığı hayatını fırsat buldukça betimlediği çizgilerinde de yaşayan gizli bir sanatçı, bir ressam, bir sanat eleştirmeni, bir sanat yazarıdır.
Bir insan kendi varoluşunun ya da bir başka deyişle yaratılışının anlamı ile doğmaz. Ancak herkesin çaba ve yargılarına yön veren idealleri vardır. Hayatı aydınlatan, hayatı iyi karşılamamızı sağlayan güç veren idealler.
İdeallerimiz!
Salime Kaman, bir kimya mühendisi, bir ressam, bir seramikçi, bir sanat eleştirmeni, bir sanat yazarı, bir sanatçıdır.
Salime Kaman, yaşamı boyunca el attığı tüm çalışmalarında başarıları ile adından söz ettirmiştir.
Yaşamı
Adana da doğmuştur. Beş kardeşin en büyüğüdür. Babası Ziya Özağır (1932-2007), Annesi Perihan Durdudiler Özağır (1932-2015)’dır.
Babası Adana çimento fabrikasında yüksek sınıf bir çimento işçiydi. Adana da çalıştığı fabrikada, örgütlediği işçilerle birlikte, Çimse-iş sendikasının kurucularındandır. Salime Kaman, bileği-yüreği çok güçlü olan bir işçi babanın kızı olmakla her zaman gurur duymuştur.
Annesi, çiftçi bir ailenin en büyük kızıdır ve ev hanımıdır. Anadolu’nun binlerce yıllık tarihinden gelen çeşitli uygarlıkların kültür mirasıyla kendi öz dengelerini, renkleriyle ve ruhuyla buluşturarak, önceleri kız kardeşleri için daha sonraları da kızları için o ince ve narin elleriyle çeşit çeşit pamuk dokumalar üzerinde zengin bir mozaik oluşturan çeyiz sandıklarına el nakışları hazırlamıştır. Kültürümüzde çeyiz sandığı nesnel güzelliği kadar, temsil ettiği yüksek aile ve evlilik değerleri itibariyle de diğer birçok sanat eserinden önce gelir.
Salime Kaman, annesinin geleneksel el nakış işlemeleri sürecinde annesinin yanında kendinin çocuksu oyunlarla özleştirdiği el işi nakışlarında görsel eğitim alırken renklerle tanışmış, çocuk yaşlarda kendi öznel sanat desen ve dokularını yansıtmıştır. Muhafazakâr, aydın, Atatürkçü Adanalı büyük bir ailenin ilk torunudur.
Gençliği
İlk, orta, lise eğitimini Adana da tamamlamıştır. 1970 yılında Adana Kız Lisesinden başarı ile mezun olmuştur. 1970 yılında İstanbul DMMA Galatasaray Kimya Mühendisliği’ne kaydolmuştur. Çitosan Sanayii den burs alarak eğitimine devam etmiştir. Okuldaki başarısı nedeniyle dört yıl, karşılıksız okul bursu alarak 1974 yılında Kimya Mühendisliğinden onur ödülüyle mezun olmuştur.
Evliliği ve ailesi
İlk iş yeri olan Niğde Çimento fabrikasında İnşaat Mühendisi olarak çalışan Nevzat Kaman (d:19 Ocak1950 Kütahya- ö: 26 Aralık 2020 İzmir) ile 18 Aralık 1976 yılında evlenmiştir. Evlilik törenleri Adana da yapılmıştır. Evlilikerinden iki kız çocuğu dünyaya gelmiştir.
Büyük kızı Pelin Kaman 8 Şubat 1978, küçük kızı Tülin Kaman 14 Mart 1980 Niğde de doğmuştur.
Niğde, her zaman ayrı bir yer alır Salime Kaman’ın hayatında. Mühendis olarak ilk çalışma yeridir. İlk aşkı olan eşiyle tanıştığı, evlendiği ve çocuklarının doğduğu şehirdir.
Kariyeri
- Kariyeri: Üniversite 1.2.3. sınıflarda yaptığı mesleki stajları ile temel attığı Adana Çimento Fabrikasında başlamıştır. Burada yaptığı stajerlik çalışmaları, kariyerlerindeki ilk adımlarıdır ve referans teşkil eder nitelikte olduğuna da vurgu yapmıştır.
T.C. Çimento Sanayii tarafından 20 Ocak 1975 yılında Niğde Çimento Fabrikasında Kimya Mühendisi olarak göreve atanmıştır. Laboratuar mühendisi olarak göreve başlayan Salime Kaman, bir yıl sonra Vardiya mühendisi olarak çalışmalarını sürdürmüştür. İşletme mühendisi görevinde, kendi teknik bilgilerini geliştirmesi yanında özel teknik resim yetisiyle fabrikanın işletme akış diyağramını ve çimento değirmenlerindeki bilya şarj mühendislik teknik hesaplarını yaparak şarj diyağramlarını ilk çizen mühendistir. İşçi eğitimlerine iş hayatının ilk gününden itibaren önem vermiştir. Bilgilerini her zaman en alt ve en üstte bulunan her çalışanla paylaşmıştır.
15 Haziran 1980 tarihinde Oyak-Çitosan fabrikası olan Adana Çimento fabrikasında Laboratuar Şefi olarak göreve başlamıştır.1986 yılına kadar memleketi olan Adana da hizmet eden Salime Kaman, burada da birçok başarılı çalışmalara imza atmıştır. Kadın olarak çok engellerle karşılaşsa da her zorluğu kırmanın anahtarının bilgi olduğunu bilir ve bilgileriyle tüm zorlukların üstesinden gelir.
Adana da kömür analiz ve çelik analiz laboratuarlarını kurmuştur ve beton, fizik, kimya laboratuarlarını geliştirmiştir. Türkiye de ilk defa döner fırın intikal kamarasından parça kömür yakma, teknik eğitim ve mühendislik çalışmalarını bir fiil yapmıştır. Fuel oil kullanımını azaltarak yakıt maliyetini düşürülmesi için çimento hammaddesinin minerolojik analiz değerlerini esas alan mühendislik çalışmalarında bulunmuştur.
TS standart kapsamında çeşitli çimento üretimlerini kalite artırarak sürdürmüştür. Kaman, her zaman Çimento kalitesini artırarak fabrika çalışanlarına en tepeden en alt kademeye kadar eğitim vererek ve kalite konusunda hiçbir şekilde, kimseye taviz vermeden dik duruş sergileyerek çalışmalarını başarı ile sürdürmüştür. Altı yıl sonra görevinden istifa ederek, 20 Nisan 1986 yılında, Çanakkale çimento fabrikasında kalite kontrol müdürü olarak yeni görevine başlamıştır.
İç pazarı dar olan Çanakkale Çimento fabrikasında yeni İhracat alanları yaratılmasına, Yüksek kalitede çimentoların üretilmesi için fabrika mevcut şartlarını kendi teorik bilgileri ile sentezleyerek yüksek kalitede çimento üretimini gerçekleştirmiştir. Çimento eğitimini her çalışana bıkmadan usanmadan büyük bir sabırla vermiştir. Eğitim onun vazgeçilmezidir. Eğitim çalışmaları, Çimento Birliklerinde ve TSE laboratuarında devam etmiştir. Ar-Ge çalışmalarını önüne alarak başarılara imza atmıştır.
1988 yılında ISOO 9000-9001-9002 STANDART ‘ını TÜRKİYE’ de ve Çanakkale çimento fabrikasında ilk defa uygulanmasını sağlamıştır. Amaç, fabrika üretimlerinde ve tesiste yüksek kalite de ürün ve hizmet kalitesini artırmak ve kalite sistem devamlılığını sağlamaktır. Tüm bu belgeleri ve yurt içinde ve yurt dışında kullanılan çimentolara ait kullanım yerlerine göre standart belgelerini çalıştığı fabrikasına almıştır. TSE ile ortak çalışma yaparak TS ISOO 9000 serisinin Türkiye de de uygulanması için ilk çalışmaların başlamasında TSE de gerekli eğitimler vermiştir. TSE standartları ve dünya standartlarını ‘BS- EN- ASTM- AFNOR-…’ Çanakkale Laboratuarlarında uygulanmasını sağlamıştır. Türkiye de ilk defa, 1987 yılında fabrika ‘KALİTE EL KİTABINI’ hazırlamıştır 1990 yılından itibaren ISOO 9000 kalite sistem devamlılığını sağlamak diğer çimento fabrikaların da hazırlanmasına yardımcı olmuştur. 1988 yılında Kalite Kontrol Müdürlüğünü de kapsayan, Teknoloji Grup Müdürlüğü görevine getirilmiştir. Çeşitli üniversitelerde eğitim çalışmalarında bulunmuştur. Ç.Ü/ İ.T.Ü/ B.Ü de yaptığı AR-GE çalışmalarını sunmuştur.
Türkiye’nin ilk kadın Çimento Fabrikası Genel Müdürüdür ve bu ünvanı alan ilk kadın mühendistir. Bu göreve Bartın Çimentoda Fabrikasında başlamıştır. İki yıl Bartın Çimento fabrikasında Genel Müdür olarak çalışmıştır. Başarılı çalışmaları sayesinde Salime Kaman, çimento grubunun ‘Ladik- Gaziantep- Şanlı Urfa-Trabzon-Gümüşhane-Edirne’çimento fabrikalarının başına ‘Genel Müdür’ olarak atanmıştır.
İki yıl bu ağır ve yorucu görevinden üniversite giriş sınavlarına hazırlanacak kızları için emekli olmuştur.
8 ay çocukları ile birlikte evinde üniversite giriş sınav hazırlıklarında, onların yanında bulunmuştur. Üniversite sınavlarını başarı ile geçen iki kızı her zaman Salime Kaman’ın gurur kaynağı olmuşlardır.
8 ay sonunda, ‘Seament Albania Cement group’ da Genel Koordinatör olarak göreve başlamıştır ve bu görevde iki yıl çalışmıştır.
2000 yılından itibaren HC TRADING İstanbul Merkezinde, Kalite ve Teknik danışman olarak 2019 yılına kadar çalışmıştır.
- Kariyeri: İdeal hobisi olan resim sanatını önceleri kendi kendine yaşatırken, sonraları yurtdışında ve yurt içinde birçok ressam ile birlikte atölye çalışmaları yapmıştır. İlk resim çalışmalarına, 1996 yılında Polonya’nın Krakow kentinde başlamıştır. 15 Kişisel sergi açmıştır, 140 karma sergilere katılmıştır.
2011 yılında girdiği, Işık Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstütüsü Sanat Kuramı ve Eliştirisi bölümünde Yüksek Lisans eğitimini 2012 yılında başarıyla ve Onur ödülüyle tamamlamıştır. Salime Kaman sanatsal görmesini şöyle anlatır. ‘Okul sürecine gelince, farklı disiplinlerde birçok genç yeteneklerle çalışmam genç düşünmemi, yaratıcılığı, her şeyden önemlisi dünya ile temas kurmamı sağladı. Prof. Süleyman Saim Tekcan, Prof. Halil Akdeniz, Prof. Dr. Nülifer Öndin, Prof. Dr. Nedret Öztokat, Prof. Beril Anılan Mert, Prof. Seyyit Bozdoğan gibi hocalarla bakışlarım, plastik sanatlar yörüngesinde görmeyi öğrendi.’ Hazırladığı bitirme tezi ‘Empresyonist Sanat Akımı ve Temsilcilerinden Hikmet Onat’ın Nesne Yorumu’ doktora tezi seviyesinde başarılı bulunmuştur. Bitirme tezini desteklemek için İstanbul Deniz Müzesinde açtığı tuval üzerine yağlı boya resim sergisi ile hocalarının beğenisini uygulama alanında da kazanmıştır.
Sanatçı, yurt içinde ve yurt dışında katıldığı sergiler yanında, çok sayıda yazı, makale, eleştiri ve resim okumaları ile uzun, yorucu ve dirençli tek başına özverili bir mücadele vermiştir ve vermektedir. İstanbul Güzel Sanatlar Birliği Resim, Adana Ressamlar Derneği, Ankara Alegori Kültür ve Sanat Derneği üyesidir. İ.G.S.B.Resim Derneğinde uzun yıllar yönetim kurulu üyeliği yapmıştır.
Prof. Beril Anılan Mert in seramik atölyesinde seramik eğitimi almıştır. Seramik çalışmalarına üniversiten mezun olduktan sonra da uzun süre kendi atölyesinde çalışmaya devam etmiştir. Seramik heykellerini kişisel resim sergilerinde de sergilemiştir.
Sanat ve eleştiri yazıları, Arka Kapak Dergisi- Ayraç Kitap Dergi- Ay Vakti Dergisi- A+ Yaşam ve Stil Dergisi- Seramik Dergisi- Kitaptan Sanattan- Yazı Dükkânı- Adabul01- kendine ait web sitesinde ve bloğunda yayınlanmaktadır.
Resim atölyesini İstanbul’dan Adana’ya taşımıştır. Çalışmalarına Adana da devam etmektedir. Adana da resim eleştiri yazıları ile sanatçısına ve izleyicisine kuramsal okumaları sevdirerek, farklı pencereler açmıştır. ‘Adana Resmine Bak’ karma Resim Sergisinin hayata geçirmek için büyük çabalar göstermiş, bir araya gelemez denilen grupların toparlanmasında birleştirici güç olmuştur.
Salime Kaman, barış uğruna mücadelenin insanların geleceği ile ne kadar bağlı olduğunu, şairlerin ve yazarların şiirlerin romanlarında hikayelerinde yazmaları nasıl bir görevse ressamlar içinde bir görev olduğunu ifade eder. Tüm dünyada bilim adamları, teknisyenler, her günkü yaratıcı faaliyetleri ile harbe karşı barış cephesinde yer almaları gerektiğine inanır. Bir sanatçının sorumluluğunun bir mühendisten daha az olmadığını ifade eder.
Salime Kaman’a göre bir ressam da bir şair, bir yazar gibi ruhun mühendisidir. Mücadeleci bir şair insanlığın geleceğine inandığı gibi bir ressamında aynı şekilde inandığına vurgu yapar. Yazılarında ve resimlerinde asla bir ümitsizlik sezilmez.
Salime Kaman, bir sanatçının yaşam içgüdüsünün, zihninin işlevlerinin bir anlayış ve uyumu, bir oturmuşluğu ve amaca uyma inancını yaratması ve bu inanca uygun olarak insanlığın önünde uzanan yeni ufuklar açması gerektiğini savunur ve hayatın; hakikat, iyilik ve güzelliklerle aydınlanacağına inanır.
Salime Kaman’ın amacı; birikimlerini kendini besleyen bu topraklar da Adana da yaşayan insanlarla paylaşmak, onlara aktarmak olduğunu ifade eder.
Amacı her zaman söylediği gibi; ‘hayatın, hakikat, iyilik ve güzelliklerle aydınlanmasıdır.’ Nitekim de böyle olmuştur ve olmaktadır.
26 Aralık 2020 tarihinde kaybettiği eşi NEVZAT KAMAN’ı sanatsal faaliyetlerde bulunarak yaşatmak için bir mekan, ‘Kaman Sanat Galerisi’ açmıştır. Bu mekan da yaşadığım kent Adana da ve Adana dışında yaratıcı, yenilikçi, insanlık miras ve değerlerine sahip, üreten tüm sanatçılarımıza destek olmak onların eserlerine, farklı sanatsal faaliyetlerine fırsat vermekti. Bunun içinde, 2020 yılında Adana Ressamlar Derneği, kendilerine ev sahipliği yapan, Adana Çimento Fabrikasına ait olan galeriden çıkartılmalarına duyarsız kalamayan Salime Kaman, bu mekanı, ARD ile paylaşmıştır. Amacı sadece, resim /heykel/seramik gibi çeşitli eserler, fikir ya da tekniğin tanıtım araçları ile birlikte sunmak, tanıtmak bilgi ve fikir transferlerinde ev sahipliği yapmaktır. Sanatçı- izleyici- sanat eserleri üçlüsünü, bir etkileşim içinde olmalarını sağlayacak bu mekânda buluşturmaktır. Her sanat eserinin ‘Kaman Sanat Galerisi’nde bir hayat gibi, bir hayatın hikayesi gibi izleyicinin görsel okumasına sunmaktır. Salime Kaman kendi ifadeleriyle şöyle der.’Kendimizi ve yaşadığımız dünyayı daha iyi bir hâle getirmek istiyorsak ve bir onur ya da unvan peşindeysek bu kendimizin ve yaşadığımız toplumun inşacıları olmanın onuru olmalıdır.’
Teknik:Salime Kaman, fırça-spatül ve farklı materyaller ve teknikler kullanarak yağlıboya çalışmalar yapmaktadır.
Spatül çalışmalarında, spatüllerini oldukça kontrollü kullanmıştır. Renkleri temizdir.
Derinlik ve boşluk kavramlarını kendi tekniği ile kuvvetlice belli etmiştir. Günlük yaşamındaki içtenliği sanatsal anlatımında de benimseyerek özgün/duru yaratıcılığını sergilemiştir. Bilinen anlamları yeniden oluştururken, yeni anlamların estetik biçimlerini kendi renkleriyle ve güçlü spatül vuruşlarıyla sunmuştur.
İzlenimci dediği yapıtlarında, ışık, renk ve hareket duyumlarını yaratmayı amaçlamıştır. Rengi, eşit gölge ve tonlar yerine çok daha dağınık, seyrek fırça darbeleriyle uygulamak, daha açık ve parlak renklerle ‘an’lık etkileri yakalamaya çalışmıştır. Işık ve renk kaynaklı görsel izlenimler, şiirde de önemli bir yer tuttuğunu bilen Salime Kaman çalışmalarında da şiirselliğini başarı ile yansıtmıştır. Mekan ve figürleri sağlam desen anlayışıyla tuvale aktarmaya çalışırken, duygularını yansıtmaya çalışan anlayış içinde ışık etkisini göz ardı etmemiştir. Salime Kaman, ‘Renkleri duyumlarken oluşan formlarda, ruhsal telkinlerle beraber renklerin seslerini tuvallerime taşımaya çalıştım. Renk ve formlarım çoğaldıkça onların birleşimi ve etkileri de arttı. Resimlerimde renkleri ayıran çizgiler formları oluştururken, resmin dışsal anlamını da oluşturdu. Gerçekte yarattığım dışsal anlamların, değişik yoğunlukta içsel anlamları da bünyesinde barındırdığını biliyorum. Daha doğrusu renklerimle oluşturduğum formlar içsel anlatımımın, dışsal ifadeleri oldular. Eserlerimde fırça darbelerimi kullanarak, kendi resim tadımı yakaladım. Yarattığım resim tadında şiirlerimde o edebi büyüyü buldum. Kendi görsel dilimi geliştirdim. Gördüklerimi kendimleştirirken tam bir sözel oruç içinde gerçekleştirdiğim gözlem çalışmalarımı yumuşak, duyarlı fırça darbeleri ile tuvalime aktarmaya çalıştım. Resimlerim aracılığıyla durgun sularla, içten seyrimize biraz masumluk ve doğallık kattım. Sakinlikle yansıttığım, kendi fethettiğim dünyamı tuvalimde mısralara dökmeye çalıştım.’ diyerek çalışmalarını anlatır.
İşlediği konular: Doğrudan doğruya içinde yaşadığı doğa, kimi zaman büyük ilgi duyduğu tenha deniz kenarları, balıkçılar, gezip gördüğü şehirler, köyler, sokaklar ve kent yaşamının değişimi içinde gözlemlediği konular olmuştur. Düş gücünü ve kendi dünyasını yorumlayarak oluşturduğu tablolarında, değişik renkler ve teknikler kullanarak iletilerini tuvallerine aktarmıştır. Resimlerinde sırtı dönük yürüyen kadın betileriyle kent hayatının getirdiği sorumlulukları ve iletişim kopukluğunu anlatmaya çalışmıştır. Resimlerinin bütününe bakıldığında ise, dikey çizgilerin ve koyu kahverengilerin çokluğu, insanların hapsolmuşluğunu akıllara getirir.
Salime Kaman, gerçek nesneler üzerine çalışırken amacı, nesnenin kendisi değil, tuval üzerinde kendi kendine yeten bir görüntü kurmaktır. Bu görüntü de şiirsel bir özgürlüğü benimseyen görsel iletidir. Tuval üzerine aktarılmış imgeler, bir çerçeveyle sınırlanmış gözükse de seyredenin resimde bulacağı anlamlar sonsuzdur.
Dış mekanda yaptığı çalışmalarda, İzlenimciler gibi, resmin duyusal izlenimleri nasıl yakalayabileceğini keşfetmeye çalışmıştır ve bunu da resimlerinde başarı ile sergilemiştir.
Salime Kaman, şiirleri tuvallerinde betisel renk anlatımıyla izleyicilerine aktarmıştır. Resimlerinde, çağırımsal anlamların sadece yüzeysel yapıda olmadığını, esas anlamın derin yapıda gizli olduğunu belirtmek istemiştir. Okuduğu şiirleri kendince çözümleyerek duygularını ve iç dünyasını ön plana çıkaran kendi renkleri ile tuvaline yansıtması tamamen dışa vurumcu bir yaklaşımdır. Salime Kaman’ın şiir resimlerinde kendine özgü dinamikleri vardır. Özellikle Nazım Hikmetin şiirlerini resmederken Salime Kaman, kendi öz dinamiklerini iç gözlemlerini kendi ruhsal durumuyla buluşturduğu gibi şairin ruhsal durumlarını göz ardı etmeden tuvalinde buluşturmaya özen göstermiştir. Tuvaline döktüğü Nazım Hikmet şiirleri, Hoş Geldin 50x70cm. tüyb, Beş Satırla 70×50 cm.tüyb, Bir Hazin Hürriyet 70x50cm.tüyb, Yürümek70x50cm.tüyb, Nasılsın70x50cm.tüyb, Zafere Dair 50x60cm.tüyb, Dünyaya Verelim Çocuklara45x60cm.tüyb, Belki Ben70x80cm.tüyb, Giden70x50cm.tüyb, Mavi Liman70x50cm.tüyb, Açlık Ordusu Yürüyor45x60cm.tüyb, Bu Vatana Nasıl Kıydılar 50x70cm.tüyb, Ne Kötüdür 70x50cm.tüyb, Memleketimi Seviyorum45x55cm.tüyb, Durup Dururken 45x55cm.tüyb, Kızıl Saçlıma 60×45.tüyb, Gözleri Siyah Kadın 45x55cm.tüyb, En Mühim Mesele 55x65cm.tüyb, Şiirime Dair 70x50cm.tüyb, Veda 70x100cm.tüyb.
Türk Şairlerimizden Turgut Uyar, Ahmet Arif, Can Yücel, Sabahattin Ali ve Cevat Çapan şiirlerini çözümleyerek tuval üzerine yağlı boya çalışmaları vardır.
İrlandalı lirik şairlerden William Butler Yeats’in çok sevdiği iki şiirini de resmetmiştir.
Nazım Hikmet’in şiirleri ve Salime Kaman’ın resmettiği şiir resimleri, 2016 Haziran ayında Nazım Hikmet’in ölüm yıldönümünde Adana’da Seyhan Belediyesi Yaşar Kemal Kültür Merkezinde sergilenmiştir.
Çalışmaları: Kimyacı kimliğinin de etkileriyle Salime Kaman çalışmalarında, kendi renklerini kimyasal bireşimin getirdiği sınırsız olanakları kullanarak, aralıksız, uygulamalı araştırmalarıyla uzun çalışmalar sonucunda bulmuştur. Bu renklerle oluşturduğu eserlerini izleyicilerine sunmaktadır.
Salime Kaman’ın kullandığı kanal gözdür, yani görsel kanaldır. Resimlerini alıcısına aktarma yolu da burada olduğu gibi, sergiler, galeriler, kişisel web sitesi ve bloğu olmuştur. Resimleri Salime Kaman’ın sözcesidir. Resimlerini yani iletisini, alıcısının görme, fark etme, anlama ve yorumlama yeteneğine bırakmıştır. Gerçek nesneler üzerine çalışırken amacı, nesnenin kendisi değil, tuval üzerinde kendi kendine yeten bir görüntü kurmaktır. Çalışmalarını da kişisel Web sitesinde belirttiği ‘eserlerim’ kısmında üç döneme ayırmıştır.1. Dönem, 2.Dönem, 3. Dönem resimlerini ayrı ayrı örnekler vererek göstermektedir.
Bir yanıt yazın