Telefonumun sesine uyanıyorum. Telefonumu açıyorum, eşim; ‘iyi ki doğdun Salime’ciğim’ diyor. Seviniyorum. Eşim Çanakkale den doğum günümü kutluyor. Mutlu oluyorum. İlk kutlayan eşim diyorum kendime.
O ne! şimdide kapı zili. Kapıyı açıyorum. Kocaman bir buket. Mor renkli yaban karanfilleri içinde beyaz güller. Kimden diyorum, heyecanlanıyorum bir anda. Beklemiyordum.
Çiçekleri getiren çocuğa kimden? diyorum; Çocuk, ‘kağıtta yazıyor’ diyor. Çiçekler çok güzel gerçekten. Önce kuçaklıyorum. İçimden ‘böyle buketleri kızlarımdan başkası göndermez’ diyorum. Daha sıkı sarılıyorum, kokluyorum. Tıpkı onları kokladığım gibi. Vazoya zar zor koyduğum çicekleri önce cam önünde ki masaya koyuyorum. Zarfı açıyorum. İçinde yazanları defalarca okuyorum. Güzyaşlarımı tutamıyorum. Ağlıyorum elimde değil. Sel oldular sanki. Sizde okumak ister misiniz?
‘ İsviçre’den, Amerika’dan Sevgi Getiriyor Bu Çicekler.
Doğum Günün Kutlu Olsun Sevgili Annemiz…’ Gözyaşlarıma mani olamıyorum hala.
Telefonum çalıyor yine. Açıyorum teyzem, Adana’dan arıyor. ‘Doğum günün kutlu olsun kuzum’ diyor bana, daha da duygulanıyorum. Konuşuyorum ama, sesimdeki buğulanmayı hissediyor teyzem. Canım teyzem. Anlatmak istiyorum yaşadıklarımı, hissettiklerimi ama bir düğüm oluyor sanki sesim çıkmıyor. Telefonda ağlaşıyoruz birlikte. Çok şükür diyoruz karşılıklı. Bahar’ımla konuşuyorum ve kapatıyoruz.
Yaşamın kıyısında bulunduğum sürece, beni uzak mesafede de olsa sevgi ile arayanlarımdan mahrum etme Allahım.
Teşekkür ederim.
Sağlık ve sevgiyle dolu kalın
Salime Kaman
10.02.2014
Bir yanıt yazın