Adana Büyükşehir Belediyesi katkılarıyla 75.yıl Sanat Galerisi’nde 21-29 Kasım 2014 tarihleri arasında sanat severlerle buluşturulan ressam-eğitmen Müslüm Teke’nin yağlıboya resim sergisini gezdim ve çok etkilendim. Bu sergiyi sanatseverlerle buluşturan başta ressam Müslüm Teke’ye ve Adana Büyükşehir Belediyesi 75.yıl Sanat Galerisi’ne çok teşekkür ediyorum.
Müslüm Teke sergilediği resimlerinde, İnsanın uç ‘Boşluk, Dengesizlik, Kaos…gibi ‘hallerini kullanmış. Temalarında insanın bulunduğu anlarını renkleri ve çizgileri ile anlatırken izleyici kendi bulunduğu halleri ile sanki yüzleşir gibidir.
Müslüm Teke, resimlerinde ki biçimlerini birbirlerine karşı ahenk ve düzeni, başarı ile sağlamıştır. Desen -çizgi güzelliği ve tertipleme, düzenleme, yani “kompoze” etmesi oldukca başarılıdır. Platon’un dediği gibi, “Kompozisyon, çok çeşitliliğin içindeki bütünlüğü bulmaktır.” Müslüm Teke’de tıpkı Platon’un dediği gibi eserlerinde, bütünü çok güzel yansıtmayı başarmıştır. Hiçbir öge birbirine yabancı ve uyumsuz değildir. Bütünlük içinde çeşitlilik vardır. Çeşitlilik içinde de bütünlük sağlanmıştır. Ressam Müslüm Teke, duyarlığı ile, çevresine ve olaylara bakmasını bilen, baktığını gören, gördüğünü değerlendirebilen ve bunlardan en doğru sonuçlara, yargılara, çözümlere ulaşabilen yaratıcı bir insan olduğunu resimlerin de çok başarılı bir şekilde anlatmıştır. Görsel mesajınız için sizi kutlarım değerli ressam eğitmen Müslüm Teke. Tablolarında izleyicisini içine çeken dinamik ve statik özellik, denge ile sağlanmıştır.
Resim yüzeylerinde yapılan ve hemen hemen her tabloda gördüğüm yön değişikliği resme çok iyi hareket kazandırmıştır. Ressam, yüzeylerde yaptığı yön değişikliği ile resme hareket kazandırırken, koyu-açık-orta valörlerin yarattığı yön kontrastı, rengin yön kontrastını oluşturmuştur. Ritm etkisi iyidir çünkü, renk, açık – koyu, öğelerin birbiriyle ilişkileri, dolu-boş kısımlar ve bunların çevre ilişkileri, hakim ve kontrast elemanlar, gölge-yarı gölge-açık durumlar, devinimlerin yükselme-alçalma hızlarının izleyici üzerindeki etkileri mükemmeldir.
Wölfflin’in sanat yapıtının salt biçemsel çözümlemesi için getirdiği beş karşıt -çift ölçüte karşı, Panofsky, sanat yapıtını biçim, konu ve içerik açısından ele alan ve günümüz sanat tarihi yönteminin de temelini oluşturan üç inceleme sunarken, bu aşamaların her biri kendi içlerinde önce parçadan bütüne gitmekte (tümevarım), sonra tekrar bütünden parçaya dönmektedir. (tümdengelim) Sergideki resimler, tümevarım gibi tümdengelim aşamalarınıda içinde barındırmaktadır.
1924’te Sürrealizm Manifestosunu hazırlayan şair Andre Breton’a göre gerçeküstücülük şöyle anlatılır. Gerçeküstücülük, bilinç ile bilinç dışını birleştiren bir yoldur. Gerçeküstücülük akımı, gerçek dışı anlamında değil aksine gerçeğin insandaki iz düşümü şeklinde bir yaklaşımdır. Müslüm Teke, insanın uç hallerini, yöntemli bir araştırma ile insanın kendi kendisini irdeleyip çözümlemesinde sanatın yol göstericiliği ile resimlerinde vurgularken, Tıpkı Andre Breton’un gibi, kendi gerçeğini kendi üzerindeki iz düşümü gibi resmetmiştir.
Sanatcı yapıtlarında kendi dünya görüşünü, özgün teknik ve oyun kullanarak, kişiligini yansıtan bir belge halinde resimlerine yansıtmıştır ve bu yansımalarını kendi örnekleri ile sergilemiştir.
Sevgiyle ve sanatla kalın.
Salime Kaman
30.11.2014
Bir yanıt yazın