Geriye dönmeyi sevmem ama arada bir hatırlamadan da edemem. Ne güzel hatırlamak.
Doğduğum şehir, yaşadığım şehirler. Değişiyorlar hızla.
Ürperiyor içim, yudum yudum kederleniyorum. Bir tarafım başlıyor mırıldanmaya .
Tatmadığım yemek kalmadı. Harman yerinde de bulundum, yaylada da, yıldızların altında da. At arabasına da bindim, trenede, uçağada.
Her türlü oyun seyrettim. Köyde de, Broadway’de de. Camiyede gittim, kiliseyede.
Çiçek de yetiştirdim, ağaçda, adamda. En önemlisi pırıl pırıl iki evlat. Güneşli bir buğday tarlasında başakların herbirinde parlayan iki ışık.
Kalemde tutdum silahda. Evlatta oldum annede. Hamurda yoğurdum, çamurda, betonda. Gece gündüz okudumda yazdım, resimde yaptım. Daha neler yaptım, neler yaşadım. En önemlisi onurlu, ve zorda olsa insan gibi yaşadım. Dimdik.
Daha neler yaşarım bilmiyorum…
Aydınlanıyor içim. Burnumun direği titriyor. Bunun zor olduğunu biliyorum ama yine de sormadan edemiyorum kendime.
Beni ben, bir daha yakalayabilir miyim, yüreğim dalındayken?
SALİME KAMAN
29 EYLÜL 2016
Bir yanıt yazın