Bir tablo önündeyim ve tablodaki eksiklikleri inceler gibi bakıyorum. Eksikler bir diken gibi içime batıyor, canımı acıtıyor ve sonunda alınyazısı diyorum, kocaman nefes alıp yavaş yavaş veriyorum.
Hani kızımızın evinin önünde ağaç altında birlikte gördüğümüz ürkek geyikler nasıl düşünürse yuvalarını öyle çok düşünüyorum seni.
Bugün otuz gün oldu, sensizlik içimi acıtıyor. Yılların yaşanmışlıkları var içimde.
Ellerim, ah kalbim?
Ellerim omuz başlarımı tutuyor sıkı sıkı, gerçekliği algılayarak geçmişte yaşanılmış her şeyi ve ölümü hatırlayarak. Sonsuz anılarımız ve kısacık sandığımız kocaman hayatımıza kollarımla sarıyorum. Öyle yalın, öyle sağlam ki, tıpkı bir suyun bir başka suya karışması gibi.
Orman gibisin, belki de bir yumurtada zar, belki bir kiraz, belki de baharda patlayan fesleğen. Ya da civcivlere verdiğin kış yemi gibi!
Tek bildiğim en katı yoklukları içime koyarak, yürek delen duygularla el ele bıraktın, takvim yapraklarını toptan kopararak.
Salime Kaman
26.Ocak 2021 Adana
Bir yanıt yazın