ARD- Kaman Sanat Galerisi’nde, 08-16 Kasım 2023 tarihleri arasında Salime Kaman’ın tuval üzerine yaptığı yağlı boya eserleri sergileniyor.
Yaşama katılan Salime Kaman, yaşamını dönüştüren/ dönüştürürken de kendi özgün sanatsal dilini kuran Salime Kaman’ı anlatıyor. Salime Kaman, GÖRSEL-KAVRAMSAL BİR ESTETİK GERÇEKLİŞTİREN SANAT DİLİNİ, tuval üzerinde sergiliyor.
Bilgi ve gözlemler.
Çok önemli unsurlar. Bu iki unsurumla, kendi yolumda yürümeye çalışıyorum.
Benim gözlemlerim, gözlemlerimim bana öğrettiği, beni bilgilendirdiği tüm unsurlarla sanatla aydınlanmayı seviyorum. Gözlemlerim bana yol çiziyor. Tabii ki bu çocuk yaşlardan itibaren olsaydı daha mükemmel olmaz mıydı? Olurdu! Ancak Mühendislik yolunda sahip olduğum tüm bilgilerin/birikimlerin şüphesiz sanat yolunda ki çalışmalarımda çok etkin olduğuna inanıyorum. Resimlerimde beni sürükleyen bir anlatım çeşnisine sahip olmamada yardımcı olmuştur.
Gerçek anlatım dilimle görselleştirdiğim eserlerimin alt katmanlarında gizlediğim anlamları da izleyicimin yetisine bırakıyorum.
Resimlerimde yarattığım kompozisyonlarım bazen çok açık biçimi gösterirken, bazen de kapalı kompozisyon karakterinde olabiliyorlar. Bu tip çalışmalarım resimlerimde dönem dönem etkin olabiliyor. Bazen bir denge kurmak için, bazen dinlendirmek için, bazen bir ritim duygusu yansıtmak için.
Kullandığım biçimsel öğelerim, bazen bilinen normlarda ya da fotoğrafik bir görünüm içinde vermeyi, bazen biçim bozmalarla birlikte yapmayı da seviyorum. Renklerin duyumsal etkilerini yorulmadan aramaya da devam ediyorum. Bu sergimdeki çalışmalarımda renk duyumlarımı, şiirde ki sözcükler gibi de hissettirmeye çalıştırdım.
Çalışmalarımın çoğunda kadın konuları yer alıyor. Tek tip kadın yok. Onların çoğu kadının genel kişiliğini tanıtan formlarıyla değil, yaşamlarının değişik durumlarıyla bize sesleniyorlar.
Toplumdaki çelişkileri, eşitsizlikleri, haksızlıkları ve bu tür insani kaygıları hep kendime dert edinmişimdir. Bu eleştirel tavrımı, bazen ironik, öfkeli, lirik bazende melankolik bir karşı duruş şeklinde yansıtmaya çalıştım.
Anadolu geleneklerinde kadının toplumsal güç ve yerinin etkin olduğunu biliyorum.
Atatürk Devrimi’nin temelinde bireyin kulluktan çıkarak vatandaş olması, toplumun ise ümmet olmaktan kurtularak ulus bilincine erişmesi yatmaktadır. Bu bilincin oluşması için de insanın aklını kullanması ve bilimi esas almasıyla mümkün olacağı düşünülmüştür. Ayrıca sadece birey için değil tüm millet için toplumsal bilincin oluşturulması hedeflenmiştir. Atatürk Devrim’lerinin en önemli kapsamlarından biri de kadının toplumdaki konumu olmuştur. İşte bu konumu Salime Kaman olarak doğada ki çok değerli metal elementleri ile, kuvvetli kadınlar yaratma yolunda sanatın gücünden yararlanarak hissettirmeye çalıştım. Bir demir gibi, bir kobat gibi, bir mangan gibi,
Özellikle kadınının toplumdaki konumu resimlerimde özel bir yer bulmuştur. Çünkü statü farklılıklarının yaratmış olduğu eşitsizlikler ve çekişmeler beni bu konuya yöneltti ve bende görselleştirmeye çalıştım.
Ben bir kadınım. Toplumdaki statü farklılıklarının yaratmış olduğu eşitsizlikleri, bölünmeleri gördüm, yaşadım ve bilirim. Resimlerimi de sergide görüldüğü gibi toplumun iki uç tabakasının yansımalarına örnek teşkil etme niteliğinde hazırladım.
Yaşadığım dönemin toplumsal eleştirisini hâkim sınıf üzerinden yürütürken, eserlerimde hicivsel unsurlar da kullandım. En önemli unsurları da sürü psikolojisine resimlerimde sık sık rastlanır.
Sürü psikolojisi, başkalarının eylemlerini veya inançlarını takip etme eğiliminin nasıl ortaya çıktığıyla ilgili iki görüştür. İlk görüş insanların doğrudan başkalarıyla uyumlu olmayı tercih etmelerinin sonucunda sürü psikolojisinin oluştuğudur.
Resimdeki ’Eller’ sadece 5 parmak, avuç içi, birtakım eklem, kas ve sinirlerden ibaret değildir. Göründüğü anlamlar dışında, hayatın içinde çok büyük anlamlar taşır. Sadece, kalem tutmak, yazı yazmak, resim yapmak, makas kullanmak, ayakkabı bağlamak, giyinmek gibi birçok günlük yaşam aktivitesini gerçekleştirmek değil!
Eller beynin uzantısıdır. Keşfettikçe, dokundukça, yazdıkça gelişir. Sadece eller gelişmez, beyin de gelişir. Duyguları yönetmede beyin temel rol oynar. Elin sahip olduğu kas esnekliği diğer cisimlere hareket kazandırma yeteneği insan beyninin gelişimine yardımcı olur. İnsan eli yeteneklere sahip olmasaydı, beyin böylesine yaratıcı gelişemezdi.
Yoğun anlam derinliklerinde çalışmayı seviyorum. Üzerine ölü toprağı serpilmiş ülkem insanı gibi her türlü anlamdan uzak kalmak istemiyorum. Sanatçı-eylemci, düşünce ışığında tutkulu çalışmalarımla çok mutluyum.
Onaltıncı kişisel sergimde sergilenen ‘Nü’ çalışmamda kimseyi rahatsız etme düşüncem yoktur. Hatta bu çalışmamı, dini vaiz tavrıyla sergilenmesine de özen göstermeye çalıştım. İzleyicimin düşüncelerini tek tek öğrenmek içinde sabırsızım.
Eserlerimde bazen düşünceye öncelik tanıyan minimalist, eksprestyonist ve realist yorum denemelerimi sergilerken, bazende tuval üzerinde enstalasyonlar yaparak kavramsal zemin bulmaya çalıştım.
Ya sizce?
Salime Kaman
Ressam- Sanat Eleştirmeni
Adana- ‘Yine Aylardan Kasım’
Bir yanıt yazın