KARAMEL
Biliyorsun ben seni yırtık pırtık sevmedim hiç. Sana olan sevgim, her karanlıkta bir elmas gibi parlatırdı içimi.
İçinde yaşadığımız koşulları iyileştirirken yaşamımız, şükür duygularımla dopdolu, daha anlamlı ve farkındalıklarla geliştirdiğimiz için coşkuluydu da!
Yaşamımızı bölen acı ayrılık.
Dayanmaya çalışıyorum.
Geçmişte yaptığım gibi, onca acının içinden yine tek başına çıkacaksın diyorum kendime. Sarılmaya ihtiyacım olacak, kendine sarılacaksın.
Yeni bir düşünce, yeni bir dünya yaratmaya çalışıyorum. Her hakikati kendimce ele alarak.
Sessiz düşüncelerim, bir araya gelince yüreğimi yakıyor ve gönlüm yitirdiğim senle, için için ağlamaya başlıyor. Bazen de göz yaşlarım, sığındıkları limandan koy verip kendince akıyor.
Bitmedi keder borcum. Bazı şeyler elimizdedir, bazıları değildir. Var oluşun kaçınılmaz sonu, ölüm, biliyorum.
Yaşamımızı bölen acı ayrılık, bana çok şey öğretti. Acı içinde dayanıklı olmayı öğretti. Senin en,en yakınlarından duyduğum kötü sözlerle, içimdeki derin sabrı keşfettim.
Öğrenmeye devam ediyorum. Kontrolümde olmayan şeylerin kontrolümde olmasını isteyememem ki!
Tıpkı ‘Var oluşun kaçınılmaz sonu ölüm gibi’.
Ölme nedenleriyle savaşmak yaşamın anlamı haline dönüştü onu da biliyorum.
Formda kalmak, egzersiz yapmak, “rejimine dikkat etmek, lifli yiyecekler yemek, yağlı yiyeceklerden uzak durmak. Diyet, egzersiz, besin takviyesi, stresten kaçınmak ve benzerleriyle sadece bedenler değil yaşamlar da kontrol altına alındığını da biliyorum.
Polonyalı sosyolog ve filozof Zygmunt Bauman (1925-2017)’ın dediği gibi, ‘Ölümlülük, dünya üzerindeki her şeyi değiştirebileceği ve kendine uyarlayabileceği inancından beslenen insanoğlunun en büyük yenilgisidir.’
O’na göre ölmenin nedeni bireysel olarak yapılan bir şey olarak görüldüğü ve hayatta kalma bireylerin özel sorunu ve özel sorumluluğu olduğu, bireyselleşmenin bir seçenek değil bir kader olduğu bir düzende, bu durumdan kaçma ve bireyselleşme oyununa katılmayı reddetme söz konusu da değildir. Zygmunt Bauman’ın dediği gibi hedeflerden en önemlisi bedenin kendisidir.
Ve öylede oldu. Bedenin bu amansız hastalığı reddedemedi.
Bana öyle bir şey bıraktın ki, tüm acılarıma derman oldu. Senin minik ‘Karamel’in.
Şimdi benim Karamel’im. Ev ortamına alışması zor olsa da bunu da sabırla başaracağım.
Hani derler ya ‘Kaybettiğin her şey bir başka surette geri döner.’ Evet Karamel, birdenbire hayatıma girdi. Bana nefes oldu, can oldu. En yakın dostum oldu, kızım oldu, arkadaşım oldu.
Fransız yazar Anatole France (1844-1924)’in sözünü hatırlıyorum; ‘İnsan bir hayvanı gerçekten sevene dek, ruhunun bir yanı uykudadır’.
Sevginle, ruhumun uyuyan yanını uyandırmayı başardın Karamel, bana güç veriyorsun.
Çok teşekkür ederim Tanrım.
Salime Kaman
Assos, Eylül-2021
Bir yanıt yazın